Astronot’a Türkçe Karşılık Bulma Çabaları Beyhude Mi?
Son günlerin popüler konularından biri de, astronot sözcüğüne Türkçe karşılık arama çabaları oluverdi. Geçtiğimiz yıllarda drone için karşılık arama ve bulma çabalarının bir benzerini de bugünlerde bu sözcük için görüyoruz. İnsanlar çeşitli mecralarda çeşitli yöntemlerle harıl harıl yeni sözcük önerilerinde bulunuyor: Türkonot, göktürk, gökmen, göker, uzay insanı vs. Hangisi teklif edilir, hangisinde karar kılınır, şu anlık bilemiyorum ancak bu tür çabaları beyhude gördüğümü ifade etmek isterim.
Toplumun genelinin ilgi gösterdiği, bir bakıma "toplumsal vaka" sayılabilecek bu tür durumlara duyguları bir kenara bırakıp gerçekçi yaklaşmak gerekir. Zira zamanında drone için arıgözü, uçan kamera, uçarçeker, uçurgör, uçangöz, kaçangöz (!) gibi çeşitli karşılıklar (t)üretilmiş/teklif edilmiş olsa da, bunlardan hiçbirinin dile yerleşmediğinin herkes farkında. Türk Dil Kurumu tarafından yapılan ankette uçangöz karşılığı seçildi ama kaç kişi bu karşılığı kullanıyor? Açıkçası bu cihazlarla içli dışlı olan ben dahi şimdiye kadar uçangöz'ü kullanan bir kişiye rastlamadım. Peki neden? Nedeni çok basit aslında: Drone kavramı (cihazı) çok daha önceleri Türkiye'ye girmiş ve kullanılmaya başlanmıştı. Bu kavramla (cihazla) birlikte bunu karşılayan sözcük de Türkçeye çoktan yerleşmişti. Dolayısıyla, geçmiş olsun!
Yapılması gereken, ilgili kavram veya cihazlar ülkeye girmeden veya yaygınlaşmadan Türkçe karşılıklarını bulmak ve bu karşılıklarla birlikte ilgili kavramları, cihazları kullanmaya, kullandırmaya başlamaktır. Örneğin bilgisayar sözcüğü bu açıdan çok şanslı. Zira bilgisayar sözcüğü, henüz bilgisayarlar yaygın olarak kullanılmaya başlanmadan, halka inmeden Aydın Köksal tarafından önerildi ve tutuldu. Halk bilgisayarlar ile karşılaştığında, bu cihazlar evlere girdiğinde sözcük çoktan dile yerleşmişti. Aksi halde biz bugün bilgisayar yerine en iyi ihtimalle kompüter diyor olacaktık. Drone'a geri dönecek olursak... Eğer ki drone adı verilen cihazlar Türkiye'de ilk görüldüğü/kullanıldığı andan itibaren uçangöz olarak kullanılsaydı, bugün kimse drone demeyecek, hepimiz uçangöz'ü kullanacaktık.
Şimdi aynısı astronot için yapılmaya çalışılıyor. Ancak ne yazık ki, astronot da aynı drone gibi hem kavram hem de sözcük olarak dile sağlamca yerleşmiş, çok uzun bir süredir halk tarafından benimsenen ve kullanılagelen bir yapıdır. Dolayısıyla astronot
Türk Dil Kurumu gibi kurum ve kuruluşlar veya Türk dili üzerine çalışmalarda bulunan dernekler, sivil toplum kuruluşları çeşitli karşılık sözcüklerini önerebilir. Ancak önerilen sözcüklerin tutunması ve dile yerleşmesi ancak ve ancak halkın o sözcüğü benimsemesiyle mümkündür. Bu benimse ise, daha önce ilgili kavram veya cihazı tanımlayan, daha önce benimsenmemiş başka bir sözcüğün dilde bulunmamasıyla gerçekleşir. Dolayısıyla astronot özelinde, bu sözcük uzun yıllardır dile yerleştiği ve halk tarafından benimsendiği, bir bakıma Türkçenin malı olduğu için, maalesef, artık çok geç. Drone için önerilen uçangöz'ün başına gelenler de bunu doğrular nitelikte.
Peki ne yapmalı? Bir cihaz icat edildiği veya yeni bir kavram ortaya çıktığı anda bunun Türkçe karşılığını bulup basın-yayın ve sosyal medya aracılığıyla, ilgili cihaz veya kavram halka inmeden yaymak gerekir. Hoş, dünyanın öte tarafında ortaya çıkan bir şeyden saniyeler içerisinde haberimizin olduğu 21. yüzyılda bu pek mümkün görünmese de...
Bir süre kompüter sözcüğü kullanıldıktan sonra bilgisayar sözcüğü dile yerleşebilmiş. Yüzlerce yıl kullanılan Arapça ve Farsça sözcüklerin de birçoğu yerine Türkçe karşılıklar bulunmuş veya uydurulmuş, bunlar da dile yerleşebilmiş. Dolayısıyla astronot için bir Türkçe karşılık bulunursa bu da dile yerleşebilir. Bu iş gazetelerde ve radyo-televizyon yayınlarında sözcüğün kullanılmaya başlamasıyla kısa sürede mümkün olabilir. Mesela selfie için bulunan ve çok da uygun olmayan özçekim sözcüğü belki tamamen selfie sözcüğünün kullanılmasını bitirmedi ama kullanılıyor. Selfie çekmek yerine özçekim çekmek saçma olduğundan sizin de eleştirdiğiniz "yapmak" fiiliyle "özçekim yapmak" şeklinde bir kullanım ortaya çıktı. İçinde çekmek fiilinden türemiş bir isim olmayan karşılık bulunsaydı… Devamı »
O zamanki teknolojik imkânlar, sözcüklerin yayılma kanalları ve hızı günümüzdekinden çok farklı. Başka parametreler devreye girdi. Elbette yoğun ve güçlü bir propaganda ve kanunlar vs. ile istenilen sözcük dilde yaygınlaştırılabilir ama bundan 30-40 yıl önce bu süreç daha kolay olurdu.
Google kitaplarda bilgisayar ve kompüter sözcüklerini arattığımızda 1990'lı yıllara kadar karışık bir kullanım olduğu görülüyor. Bilgisayar sözcüğü 1969 yılında kompüter sözcüğüne Türkçe karşılık olarak bulunmuş olmasına rağmen bilgisayar ancak 1990'lı yıllarda kompüter kelimesinin yerini tamamen almaya başlamış. Bunda muhtemelen bilgisayarın Türkiye'de daha fazla yaygınlaşması ve Microsoft'un Windows işletim sisteminde Türkçe terimlere ağırlık vermesi gibi birtakım durumlar da etkili olmuştur. Bilgisayar sözcüğü bu kadar yaygınlaştığı hâlde ilginç bir şekilde fare sözcüğü yerine İngilizce mouse sözcüğünü kullananlar hayli fazla. Bu da muhtemelen bilgisayar donanımı satan birçok mağazanın ve sitenin fare yerine mouse sözcüğünü kullanması sebebiyledir. İnsanlara "bu Türkçedir, bunu kullanın" propagandası yapmak… Devamı »
Yazdıklarınıza katılıyorum. Kitle iletişim araçları bu konuda çok önemli. Yeni sözcüklerin bir şekilde "sokağa" inmesi gerekiyor.