Kişisel Ağ Sayfası
www.isa-sari.com

Türkçenin "Gelişimi"ne İronik Bir Yaklaşım

15 Ekim 2008 Çarşamba 5 yorum İsa Sarı

Türkçe için, özellikle son zamanlarda söylenegelen şuna benzer bir söz var: "Türkçemiz bozuluyor, ona sahip çıkalım." Evet, diğer tüm dillerde olduğu gibi Türkçemiz de teknolojinin ve iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte çok hızlı bir değişim sürecine girdi. Bu değişim ise bozulmayı beraberinde getirdi. Günümüzün dünyasının baskın kültürleri, diğer tüm unsurlarıyla birlikte dillerini de empoze etmeye başlayınca, baskın konumda olmayan ve teknoloji üretemeyen toplumların dillerinde gözle görülür bir kirlenme ve bozulma iyiden iyiye kendini hissettirir oldu. Türkçenin bozulması konusundaysa, son zamanlarda internet üzerinde dolaşan bir yazı, biraz ironiyle dolu da olsa, gelinen ve gelinecek olan bu durumu gözler önüne seriyor.

Yıl: 1965

"Karşımda âniden belirince ziyâdesiyle şaşırıverdim. O vakit nasıl bir edâ takınacağıma karar vermekte bir hayli güçlük çektim. Vecde geldiğime hüküm getirdim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi hissettim. Sîmâsında beni fevkalâde huzurâ erdiren bir tebessüm var idi. Giyeceklerimi usulca toparlayıp, emin bir ses ile 'Akşam-ı şerifleriniz hayırlı olsun.' deyiverdim."

Yıl: 1975

"Karşıma birdenbire çıktığında olağanca şaşkınlığımla durakaldım. Sonuç itibâriyle ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecânım dolayısıyla ellerim, ayaklarım titremeye başladı. Lâkin kısa bir zaman sonra kendime gelir gibi oldum. Yüzünde beni şenlendiren bir edâ vardı. Kendime çeki düzen verdim, kendinden emin bir ses ile 'Hayırlı akşamlar.' dedim."

Yıl: 1985

"Karşıma o anda çıkıverince çok şaşırdım. Ne yapacağımı kararlaştıramadım, heyecandan ellerim titredi. Biraz vakit sonra düzelir gibi oldum, yüzünde hayli rahatlatıcı bir tavır vardı. Üstüme çeki düzen verdikten sonra, kendinden emin bir ses ile 'İyi akşamlar efendim.' dedim."

Yıl: 1995

"Karşıma çıktığı anda donakaldım. Çok fenâ oldum yâni. 'Bu iş bizi bozmasın?' dedim kendi kendime. Ama sonra baktım o da bana bakıyor, dedim bu iş tamam. Kızı tavlamak için ayaklandım, artistik bir ses tonuyla 'selâm' dedim."

Yıl: 2005

"Olm onu karşımda görünce oha, çüş falan oldum yâni. Bu iş olmaz dedim, yanarız sonra. Sonra baktım o da beni kesiyor, dedim bu iş ok. Git oğlum yanına dedim, bu çıtır senin. Kuul ve presentabl bir şekilde 'Selam yavru ne iş?' dedim sonra. Öyle işte."

Yıl: 2015

"Ven ay vaz si hör, bende var veri veri heyecan yâni öyle işte birden. Off, ay dont nov yaa. Ama o da bana öyle bi bakış fırlattı ki, dedim âşık len bu beybi. Sonra dedim 'Hay beybi. Hav ar yu?'"

Not: Metnin düzenlenmiş şeklidir.

, , , , , , , , , ,

5
Bir yorum yapabilir veya soru sorabilirsiniz.

avatar
5 Yorum konuları
0 Konu cevapları
0 Takipçiler
 
En çok okunan yorum
En fazla talep alan yorum
5 Yorum yazarları
Mustafa PolatHasan KIRIMLIİsa SarıEray ÖnelçinKemal Düzgün Son yorum yazarları
  Abone ol  
en yeni en eski en beÄŸenilen
Şunları bildir:
Mustafa Polat
Mustafa Polat

Hasan AÄŸabey,
Gerçekten bu ülkede dile verilen önem çok çok azaldı. En başta sizin de dediğiniz gibi her yerde karşımıza çıkıyor bu tür hoş olmayan şeyler. Öğretmenler öğretmen, bakanlar da bakan değil artık. Kimse umursamıyor. Bu gidişle yazıdaki gibi konuşacağız gelecekte. Biz üzerimize düşeni yapalım, dili kötü kullananları uyaralım. Hiç olmazsa birkaç kişiyi bu kötü alışkanlıktan vazgeçirsek büyük bir başarı olur. Herkes bilinçlense keşke...

Hasan KIRIMLI
Hasan KIRIMLI

Ben emekli öğretmenim. 1963 yılı mezunuyum. O yıllarda edebiyat öğretmenlerimin yeni kelimeler (UYDURUKÇA) kullanmam için yaptıkları baskıya direniyordum. Bir iki not kırmalarına raÄŸmen hemde... Fakat ÅŸimdi kime ve nasıl direneceÄŸim? Kullanmıyorum. Gazetelerde karşıma çıkıyor, Tv de karşıma çıkıyor. Ä°nternette karşıma çıkıyor. Sokakta gezerken gördüğüm tabelalardan sanki yurt dışındayım sanıyorum kendimi. Yakın çevremde bulunan gençlerle, öğrencilerle ve torunlarımla yazışma veya konuÅŸmalarımda öyle ÅŸeylerle karşılaşıyorum ki, üzüntümden tansiyonum yükseliyor. (Oha, çüş, ii, ok, ... ) Ne bunlar Allah aÅŸkına? Bu ülkede öğretmenler, bakanlar ne iÅŸle meÅŸgul acaba? Neden bu yozlaÅŸmaya seyirci kalınıyor? ''Ä°yi'' yazacak ''ii.'' yazıyor -y- harfine de basmak çok mu… Devamı »

İsa Sarı

Eray Bey,
Bu açıklayıcı ve destekleyici yorumunuz için teşekkür ederim. Maalesef, dediğiniz gibi bu durum sadece Türkçe için değil, neredeyse dünyadaki tüm diller için geçerli. Yapılması gerekenler konusundaki düşüncenize katılıyorum. Bu sayede hiç olmazsa "dilimiz dönerek" konuşabiliriz.

Yazıyı tabii ki kaynak göstermek şartıyla taşıyabilirsiniz.

Selam ve muhabbetlerimle...

Eray Önelçin

Sayın Sarı, RTL'de bir oturum izlemiÅŸtim. Konu Alman dilinin kirlenmesi ile ilgiliydi. Åžikayetler birebir bizimki ile örtüşüyordu. Hatta gençlerinin bizimkilerden (özür dileyerek yazmak zorundayım) 'hadi s...' 'a...k..' ve benzerleri gibi küfürleri öğrenip birbirlerine söylediklerinden yakınıyorlardı. Ama esas ÅŸikayet Ä°ngilizce kaynaklı sözcük ve kavram istilasındandı. Uydududan hangi ülkenin TV sini ilerseniz izleyin bu kavramlardan kaçış olmadığını göreceksiniz. Bu da teknolojik geliÅŸmeler ve küreselleÅŸmenin bir sonucu. Getirisi veya götürüsü tabi ki tartışılır. Bence yapılması gereken -madem icat edip, keÅŸfedip adını koyamıyoruz- dilimize geçen yabancı kavramları geldiÄŸi dildeki okunuÅŸu esas alınıp insanımızın dili dönebileceÄŸi ÅŸekilde Türkçe ses uyumuna göre uyarlayarak kabul etmektir. Her… Devamı »

Kemal Düzgün
Kemal Düzgün

Nereden nereye... Dedelerin torunlarını, torunlar dedelerini anlayamıyor. Türkçe çok hızlı bir değişim içinde. Bu gidişle 2015 yılındaki tablo ile daha erkenden karşılacağız. Çok yazık...